Atatürk

Atatürk
Atatürküm

Ben Mustafa Kemal'im

Ben Mustafa Kemal'im
Ben Mustafa Kemal'im

İzleyiciler

19 Mart 2011 Cumartesi

Türk devriminin ilk adımı

Türk devriminin ilk adımı

14 Mayıs 1919 Çarşamba akşamı Mustafa Kemal Paşa, Sadrazam Damat Ferit Paşa'nın konağına akşam yemeğine davetlidir. Aynı akşam Genelkurmay Başkanı olan Cevat Çobanlı Paşa da orada davetli olarak bulunmaktadır.
Yemek sırasında Damat Ferit, Mustafa Kemal Paşa’ya Samsun’da ne yapacağını sorar. Yanıt: Yerinde incelemeler yaptıktan sonra karar vereceği şeklinde olur. Yemek sonrasında ise bu kez Cevat Paşa, Mustafa Kemal’e ‘Bir şey mi yapacaksın Kemal’ diye sorunca Mustafa Kemal bu soruya şöyle yanıt verir: ‘Evet Paşam bir şey yapacağım’(1)
Gerçekten de Mustafa Kemal Samsun’a giderken bir şey değil, aksine birçok şey yapmaya doğru ya da başka bir deyişle bir devrimi başlatmaya doğru yola çıkıyordu. Türk devriminin düşünsel yönünün çoktan hazırlanmış ve tamamlamış bulunan Mustafa Kemal, Samsun’a artık bir ihtilalin adımlarını atmaya gidiyordu. İşte bu nedenle 19 Mayıs 1919 tarihi Türk devrim tarihinde ilk adımın, yani Anadolu ihtilalinin ilk adımının başlangıcıdır.
Bundan sonra Mustafa Kemal yayımladığı Amasya Genelgesi ile ilk kez bir ihtilal beyannamesini halka duyurarak Erzurum ve Sivas kongrelerini toplamıştır. Amaç bellidir: Bir ulus devlet yaratmak. Tüm bu eylemler de padişahlık düzenine karşı bir hareket olarak ortaya çıkmıştır. Varılan sonuç ise 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması ile neticelenmiş ve “Yeni Türk Devleti” böylece kuruluşunu tamamlamıştır.
Mustafa Kemal, bu süreçte ulus ve ulusal iradenin önemine değinerek bunu “Nutuk”ta şöyle açıklar: “Ve geleceği egemen bir ulusal iradenin, ancak Anadolu’dan çıkabileceğini açıkladım. Ulusal iradeye dayanan ulusal bir kongre kurulmasını ve gücünü ulusal iradeden alacak bir hükümetin meydana getirilmesini çalışmaların ilk hedefi olarak gösterdim.”
Kuruluşun tamamlanmasının ardından bu kez kurtuluşa geçilmiştir. Yapılan kurtuluş savaşı ile sonunda imzalanan Lozan Barış Antlaşması, yeni devletin uluslararası alanda tanınmasını sağlayan önemli bir anlaşma olmuştur. Ardından da yapılan bir dizi reformlarla amaçlanılan çağdaş, tam bağımsız bir ulus devlet, yani Türkiye Cumhuriyeti devleti kendisini tüm dünyaya kanıtlamıştır.
4 Aralık 1923’te Mustafa Kemal’in geleceğe ilişkin şu sözleri oldukça önemlidir. Sözler 1923’te söylenmiştir. Ama görüyoruz ki günümüz için de bu sözler son derecede önem taşımaktadır. İlerlemek, yenileşmek dünyaya uyum sağlamak modernleşmek. Tüm bunlar bir tek sözcükle örtüşmektedir: Çağdaşlaşmak. İşte yapılması gereken budur, biricik hedef de bu olmalıdır. O şöyle diyor: “Ülke, hemen çağdaş, uygar ve yenilenmiş olacaktır. Bizim için bu yaşam kavgasıdır. Tüm özverilerimizin ürün vermesi buna bağlıdır. Türkiye ya yeni görüşlerle bezenmiş namuslu bir yönetim olacaktır ya da olmayacaktır… Halk refah içinde, bağımsız zengin olmak istiyor. Komşularının refahını gördüğü halde fakir olmak pek ağırdır. Gerici düşünceleri besleyenler belirli bir sınıfa dayanabileceklerini sanıyorlar. Bu kesinlikle bir kuruntudur, bir sanıdır. İlerleme yolumuzun önüne dikilmek isteyenleri ezip geçeceğiz. Yenileşme yolunda duracak değiliz. Dünya korkunç bir akışla ilerliyor. Biz bu dalganın dışında kalabilirmiyiz.”
(1) Hıfzı Topuz, Nişantaşı Anıları sayfa 25.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatı, anıları, fotoğrafları, nutukları, mektupları, devrimleri