Atatürk’ün bir çınar dalını kestirmemek için bir köşkü raylar üzerinde nasıl yürüttüğünün öyküsü.
Köşkün temeline çınar ağacının köklerinin yayılmaya başlamasıyla Atatürk çınar ağacının kesilmesini değil, köşkün taşınmasını emretmiştir.
Görevi, İstanbul Belediyesi’nin Fen işleri Yollar, Köprüler Şubesi üstlenmiştir. Başmühendis Ali Galip (Alnar) Bey 8), teknik elemanlarıyla gelip çalışmaya başlar.
Önce bina çevresi kazılarak temel seviyesine inilir. İstanbul’dan getirilen tramvay rayları temele yerleştirilir. Santim santim yapılan çalışmalar sonunda bina, temelin altına sokulan raylar üzerine oturtulur.
8 Ağustos 1930 Cuma günü öğleden sonra saat 15:00 civarında, yürütme çalışması başlar. Bu çalışmayı Atatürk, kız kardeşi Makbule (Atadan), Affet (İnan), Yunus Nadi (Abalıoğlu), Muhafız K. İsmail Hakkı (Tekçe), Yaver Bnb. Nasuhi Bey ve İstanbul’dan gelen mühendisler ile gazeteciler izler.
Köşkün yürütülme işlemi iki aşamada yapılmıştır. 8 Ağustos günü, öncelikle teras (toplantı salonu olarak kullanılan, üç yanı camlarla kaplı) bölümünün, sonraki iki gün içerisinde de ana binanın raylar üzerinde yürütülmesi işlemi tamamlanır ve bina 4,80 metre doğuya kaydırılmış olur.
Köşkün yürütülme işlemi iki aşamada yapılmıştır. 8 Ağustos günü, öncelikle teras (toplantı salonu olarak kullanılan, üç yanı camlarla kaplı) bölümünün, sonraki iki gün içerisinde de ana binanın raylar üzerinde yürütülmesi işlemi tamamlanır ve bina 4,80 metre doğuya kaydırılmış olur.
Köşk’ün kaydırılması olayı 10 Ağustos 1930 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde şu şekilde yer alır;
“Gazi Hazretlerinin Köşkü nakledildi.
Gazi Hazretlerinin Yalova’daki köşkünün yürütülme ameliyesi dün muvaffakiyetle icra ve ikmal edilmiştir. Kendileri de bu ameliyeye bizzat nezaret etmişlerdir.”
Bu haberi okuyanlar ülkenin içinde yaşadığı onca önemli meseleler arasında, bu olayın o tarihte ne ifade ettiğine belki bir anlam veremediler. Belki de, bir çınar ağacının dalının kesilmemesi için bir köşkün kaydırılmasını hayretle karşıladılar.
Çünkü, o devirde ne ozon delinmesi vardı, ne global kirlilik, ne asit yağmurları, ne orman katliamı, vs… Çevrenin korunması konusu, dünyada hiçbir ülkenin, hiçbir devlet başkanının gündeminde yoktu. Ama Atatürk, dünya ülkelerinin ancak 70′li yıllardan sonra anlayıp düşünmeye başladığı çevre anlayışını 30′lu yıllarda benimsiyor, “Çevreyi korumak aklın gereğidir” özdeyişi ile yalnızca Türk insanına değil, tüm dünya ülkelerine çok önemli bir mesaj veriyordu
ERKAN Gazi Mustafa Kemal bu işlemin tamamlanıp çınar ağacının dallarını kesilmekten kurtardıktan sonra kendisine bunun nedenini soranlara cevabı şu olmuştur:
" Ağaç çınardır. Çınar ise DEVLET. "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatı, anıları, fotoğrafları, nutukları, mektupları, devrimleri