Atatürk

Atatürk
Atatürküm

Ben Mustafa Kemal'im

Ben Mustafa Kemal'im
Ben Mustafa Kemal'im

31 Mart 2011 Perşembe

İrtica Olayları Karşısında Atatürk


Hareket Ordusu Kurmay Başkanı Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) Mustafa Kemal,
arkadaşları ile İstanbul'da
(Nisan 1909)

GİRİŞ:
İrtica’nın sözlük anlamı hemen bütün sözlüklerde “geri dönme, geri dönücülük, eskiyi isteme” şeklindedir1. Buna bağlı olarak “irtica hareketi” de, “yeni kurulan bir düzeni beğenmeyerek, eski düzene dönmek için girişilen eylem” diye tanımlanmaktadır. Yine aynı kökten türeyen “mürteci” sözcüğü de bu hareketleri yapan kimse için kullanılır. Arapça’dan alınan bu sözcüklerin yerine günümüzde “gerici, gericilik” sözcükleri de kullanılmaktadır. Fransızca’da ise “reaction, reactionnaire” sözcükleri aynı anlamı vermektedir. II. Abdülhamit zamanında (1900 yılında Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yılında) basılmış bulunan Şemsettin Sami’nin eseri “Kamûs-u Türkî” de ise “irtica” sözcüğüne yer verilmemiştir2. “îrtica” sözcük olarak “İnkılâp” ile daima birbirinin karşıtı olarak sosyal, ekonomik, siyasal olaylarda sık sık kullanılır. Hemen her inkılâp (devrim, revolution) irtica ile mücadele etmek durumunda olmuştur. Bu durum Türk tarihinin yakın döneminde ve özellikle Türk İnkılâbı’nda da açık bir şekilde görülmüştür. Atatürk irticayı şöyle tanımlıyor: “Her ilerici ve müspet gelişmeye karsı çıkan kuvvete irtica denir.” Bunu somut bir örnekle de tanımlamaktadır: “Türklerin 1453 zaferini, yani İstanbul’un fethini tasavvur buyurunuz. Bütün bir cihana karşı İstanbul’u ebediyen Türk camiasına mal etmiş olan kuvvet ve kudret, takriben aynı senelerde icat edilmiş olan matbaayı Türkiye’ye kabul için erbab-ı hukukun meş ‘um kuvvetini iktihama (yıkmak) muktedir olamamıştır.”3

30 Mart 2011 Çarşamba

Atatürk'ün Din ve Laiklik Anlayışı


Atatürk, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken, gerçekleştirdiği inkılâp ve oluşturduğu ilkelerle, Türk Ulusu’nun hiç zaman kaybetmeden uygar uluslar düzeyine ulaşmasını amaçlamıştı. Bunun için Türk Ulusu’na önderlik ederek, ulusun önünde bulunan engelleri bir bir yıkarak, bunların yerine çağdaş değerleri yerleştirmek için büyük çaba harcadı. Sonuçta ortaya çıkan eserden anlaşıldığı gibi; yeni Türkiye’nin eski Osmanlı idaresiyle ve bu idarenin oluşturduğu sistemle hiç bir ilgisi yoktu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti millî bir temel üzerinde oluşturulmuş; halk, saltanat idaresi yıkıldıktan sonra, çağdaş bir idare şekli olan cumhuriyetle idare edilmeye başlanmış; halkçılık uygulamasıyla, sınıf ve zümre farkları reddedilerek halk katmanları birbirleriyle ahenkli bir yapıda yer almış; devletçilik uygulamasıyla, ülkenin kısa sürede hızla kalkınması amaçlanmıştı. İnkılâpçılıkla, sosyal yapıda varolan engellerin yıkılıp, yerine yeni kurumlar ve kavramlar yerleştirilmişti. Bu ilkelerin yanısıra, Türk halkının birlik ve beraberliğini sağlayan, farklı din ve mezhep gruplarını birbirleri ve yasalar karşısında eşit düzeyde tutan ve dünya işlerini dinsel kurallar yerine aklın ve bilimin verilerine göre düzenleyen lâiklik ilkesiyle de, Türk Ulusu uhrevi ve kaderci yaşayış tarzından çekilmiş; bilimin aydınlık yol-göstericiliğinde geleceği için çalışan uygar bir toplum haline getirilmiştir. ..

1944`de 29 Ekim / Cumhuriyet Bayramı Nostalji

1944`de 29 Ekim








1944 National Geographic'teki Türkiye


fotograf Taksim meydanı eski su deposu önünde çekilmiş. ... 29 Ekim 1944'te National Geographic Dergisinde yayımlanmış, Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında çekilmiş bir fotograf ve altında bir yazı;


"Bir asya dili konuşan Bu Türkler kimlerdir? Yüzleri ve giyim tarzları onların Avrupalı olduklarını belirtiyor. Onların ataları, Selçuk ve Osmanlı Türkleri, Orta Asya'dan geldiler. Küçük Asya'nın özgün halkının çoğunu absorbe ettiler. Solda bir Istanbul polisi, sağda bir asker Cumhuriyet Bayramı töreninde düzeni sağlıyorlar. Aralarında eski usul başörtü takmış bir hanım, fakat peçeli veya fesli kimse yok"

Atatürk Sözleri - Atatürk Sözü

"Diyorsunuz ki, baskı fikri ve gericilik bir daha yer bulamayacaktır. Ben de aynı kanaatteyim. Bunu, sizin gibi gençlerden işitmek şeref vericidir."

Mustafa Kemâl ATATÜRK ,1922

Atatürk Sözleri - Atatürk Sözü

“Her çağda, her ülkede, her zaman ortaya çıkabildiği gibi bizde de sinirleri zayıf, anlayışı kıt insanlarla birlikte kişisel geçimini ve mutluluğunu yurdun ve ulusun zararında arayan vatansız alçaklar vardır.”
Mustafa Kemâl ATATÜRK ,1919

29 Mart 2011 Salı

ÖZET
1920 – 1930 yılları arasında Türkiye’de 201 anonim şirket kurulmuştu. Bunların 66 sında yabancı sermayesi vardı. Ancak 1930 yılına gelindiğinde ülke sanayii hala son derece cılız ve sınırlı idi. Sanayi işletmelerinin sadece % 4 ünde elektrik ile işleyen motor vardı. Özel şirketlerin, ister yabancı sermayeli olsun ister tamamen yerli sermayeli, gerçek anlam ve ölçekte bir sanayileşme sürecini başlatacak, sermaye birikimi yetersiz kalıyordu. İşte bu aşamada Türkiye yabancı (dış) kredi alarak devlet eliyle sanayileşme sürecini başlattı.

ATATÜRK’ün, O’nu diğer devlet adamlarından çok belirgin bir şekilde ayıran ve yücelten iki özelliği vardır:

• Gerçekçiliği

Atatürk ve Kadın Eğitimi

Cumhuriyet Türkiyesi’nin Osmanlı İmparatorluğundan devir aldığı toplum mirası, ekonomik ve sosyal hayatın dışına itilmiş Türk kadınının, erkeğiyle eşit haklardan yoksun oluşuydu. Türk milletinin en kısa zamanda çağdaş yaşama şartlarına ve uygarlık düzeyine yükselmesini amaç edinen bir lider olarak Atatürk’ün yaptığı tüm inkılâplarda özellikle öncelik verdiği konu, millî eğitimdir; Çünkü o, millî eğitimi kalkınmanın temeli sayıyordu.

Atatürk ve Kadın

Tarih içinde yer alan her devlette bir ya da birden fazla ulusal kahramana rastlamak mümkündür. Eski ve köklü devletler yetiştirdikleri liderleriyle övünç duyarlar ve onları lâyık oldukları uluslararası bir üne kavuşturmak isterler. Bu liderler pek çok devletin ya kuruluş nedeni, ya da kurtuluş nedeni olarak isimlerini ölümsüzleştirirler.

İnsanlık tarihi kadar eski sayabileceğimiz Türklerde de, kurdukları her devlette asker olarak, devlet adamı olarak, reformist olarak pek çok lidere, pek çok ulusal kahramana rastlamak mümkündür ve bunların tümü bizim için gurur ve onur sebebidir.

Atatürk ve Kadın Hakları

Dünyada kadın hakları, herşeyden önce insan hakları olarak ele alınmalıdır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin ilk maddesi “tüm insanların özgür, onur ve haklar bakımından eşitliğini” ikinci maddesi de cinsiyet ayırımına karşı önlem alınması gerektiğini vurgular.’

Kadın hakları, uzun ve çetin mücadeleler sonucu kazanılmaktadır. Bu mücadelenin boyudan her ülke için farklılık göstermiştir. Henüz kadın hakları konusunda adımını atmamış ülkeler vardır. Bu haklar için, mücadeleler bütün hızıyla sürmektedir. Bu mücadelede Türk kadını, dünya kadınının yanında kendisini daha şanslı olarak görmelidir. Çünkü, Türk kadını, kadının toplumsal statüsünü değerlendirebilen, ve onların kadın olmaktan kaynaklanan haklarına sahip olmalarını gerekli gören bir lidere sahip olmalarıdır. Bu lider Atatürk’tür. Atatürk, Türk kadınına bir ışık sunmuştur. Bu ışık ile Türk kadını geleceğine umutla bakmaktadır.

27 Mart 2011 Pazar

Laiklik - Lâiklik Nedir - Lâiklik ve Din



Atatürkçü Düşüncedeki Laiklikte Din Hizmetlerinin Yeri




I-LAİKLİK ESKİ TÜRKLER’DE DE GÖRÜLEN BİR UYGULAMAYDI..


Lâik şeklinde söylenen ve yazılan kelimenin dilimize Fransızca’dan geçmiş olduğu bilinmektedir. Bu kelimenin Yunanca’sı laos veya lâikos, Latincesi ise laicus şeklindedir. İngilizce’den dilimize geçen secular ve secularism kelimeleri de lâik ve lâiklik anlamlarında kullanılmaktadır. Bu terimlere farklı kültüre sahip ülkelerde farklı anlamlar yüklenmekte, sosyolojik, hukukî ve felsefi açıklamaları yapılmaktadır1. Biz burada bu açıklama ve tartışmaları bir yana bırakarak lâikliğin bir yönünün “devlet işleriyle din işlerinin birbirinden ayrılması, devletin siyasî, ekonomik ve hukukî düzeninde dinî inançlar yerine aklın ve ilmin egemen olması, akla, ilme, toplumun ve çağın ihtiyaç ve gerçeklerine dayanması””şeklinde algılanabileceğini hatırlatalım. Diğer yönü ise dinî inanışlara hürriyet ve saygıdır.

Halka yaklaşmak ve halkla kaynaşmak aydınların görevidir

Halka yaklaşmak ve halkla kaynaşmak daha çok aydınlara yöneltilen bir vazifedir. Gençlerimiz ve aydınlarımız niçin yürüdüklerini ve ne yapacaklarını önce kendi beyinlerinde iyice kararlaştırmalı, onları halk tarafından iyice benimsenip kabul edilebilecek bir hale getirmeli, onları ancak ondan sonra ortaya atmalıdır. 1923 (5-141:142)

M.Kemal Atatürk

Arazlardan Kurtulmayan bir Millet,

Hiçbir tutarlı kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin, inanışların korunmasında ısrar eden milletlerin ilerlemesi çok güç olur; belki de hiç olmaz. İlerlemede geleneklerin kayıt ve şartlarını aşamayan milletler, hayatı, akla ve gerçeklere uygun olarak göremez. Hayat felsefesini geniş bir açıdan gören milletlerin egemenliği ve boyunduruğu altına girmeye mahkumdur. 1922 (5-44)

Atatürk Diyor Ki! | Bilim ve Teknoloji


Atatürk Diyor Ki!

Bilim ve Teknoloji

Dünyada herşey için, medeniyet için, hayat için, başarı için en gerçek yol gösterici ilimdir, fendir. İlim ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, cahilliktir, doğru yoldan sapmaktır. Yalnız ilmin ve fenin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının gelişimini anlamak ve ilerlemeleri zamanında takip etmek şarttır. Bin, iki bin, binlerce yıl önceki ilim ve fen lisanının koyduğu kuralları, şu kadar bin yıl sonra bugün aynen uygulamaya kalkışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak değildir. 1924 (5-197)

Gözlerimizi kapayıp tek başımıza yaşadığımızı düşünemeyiz. Memleketimizi bir çember içine alıp dünya ile alakasız yaşayamayız... Aksine yükselmiş, ilerlemiş, medeni bir millet olarak medeniyet düzeyinin üzerinde yaşayacağız. Bu hayat ancak ilim ve fen ile olur. İlim ve fen nerede ise oradan olacağız ve her millet ferdinin kafasına koyacağız. İlim ve fen için kayıt ve şart yoktur.

Atatürk'ün Sözleri / Atatürk Diyor ki



ATATÜRK Diyor ki:

"Bir millette, özellikle bir milletin iş başında bulunan yöneticilerinde özel istek ve çıkar duygusu, vatanın yüce görevlerinin gerektirdiği duygulardan üstün olursa, memleketin yıkılıp kaybolması kaçınılmaz bir sondur."

26 Mart 2011 Cumartesi

Atatürk Anıtları / Atatürk Heykelleri

Atatürk Anıtları
Afyon Zafer Anıtı (Heinrich Krippel)
(Yapım Yılı:1936)

Dünyadan Atatürk Pulları

Dünyadan Atatürk Pulları...

Atatürkün Cephe Fotografları

Atatürkün Cephe Fotografları





Atatürk'ün New Times'da Çıkan Fotoğrafları / Renklendirilmiş Atatürk Resimleri

Atatürk'ün New Times'da Çıkan Fotoğrafları Renklendirilmiş









Atatürk Silueti

Atatürk Silueti

Ardahan’ın Damal ilçesine bağlı Yukarı Gündeş köyünde, Karadağlar eteğine yansıyan Atatürk silüeti bu yıl da görülmeye başladı.

2500 Atatürk Resminin Birleşimi ile Ortaya Çıkan Şaheser

Atatürk'ün Naaşının Anıtkabire Taşınışı

Nefeslerin Tutulduğu An







Tarih: 10 Kasım 1953. Mermer lahit sökülmüş betonlar kırılmış tabutu kaldıracak
zincirli makaralar lahit salonunun tavanına yerleştirilmişti. Cumhurbaşkanı Celal
Bayar, Meclis Başkanı Refik Koraltan, Başbakan Adnan Menderes ve devletin en
üst düzeyi, tabutun çevresindeler. ..

Atatürkün Motoru

Atatürkün Motoru


Yukarıda görülen motosiklet avrupadaki araştırmalara göre 1931 model olup, ruhsatında 1934 model yazmaktadır. Atatürk bu motosiklete son yıllarında binmiş olup istanbul gezilerine katılmıştır. Sahip olduğu motor dünyada üretilen ilk motorlar arasindadir (motor ve sase numarasi 3 sayilidir). Motorda hersey orjinal olup sadece rektefeden geçmesi gerekmektedir. Bu motosikletin yaninda tabii sepeti de bulunmaktadir. Türk kanunlarına göre antika özelliğine sahiptir..

25 Mart 2011 Cuma

Peace at Home, Peace in the World" Ataturk's Mausoleum

"Yurtta Sulh, Cihanda Sulh"
"Peace at Home, Peace in the World"
Ataturk's Mausoleum




Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, Orman Çiftliği'nde

Today in History





4 Temmuz 1929
Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, Orman Çiftliği'nde

Dokuzuncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa, Erzurum'da bir toplantıda

Today in History

5 Temmuz 1919
Dokuzuncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa, Erzurum'da bir toplantıda

Atatürk Irak Kralı Faysal’la Çankaya Köşkü’nde

Today in History



6 Temmuz 1931
Irak Kralı Faysal’la Çankaya Köşkü’nde

Ulu Önderimizin Sporla ilgili Resimleri

Ulu Önderimizin Sporla ilgili Resimleri



Atatürk Fotoğrafları, Atatürk Resimleri

Fotoğraflarla Atatürk
























23 Mart 2011 Çarşamba

Amerikalı gazeteci Atatürk'ü anlattı

Amerikalı gazeteci Atatürk'ü anlattı

Princeton Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Heath Lowry, 1921'de Atatürk ile röportaj yapan Amerikalı gazeteci Clarence Streit'in izlenimlerini aktararak, ''Streit'e göre Atatürk'ün gözlerinde düşlerini gerçekleştiren idealist bir ifadesi vardı. Yaşam biçimi ve liderliğinde gösterişten, kendini beğenmişlikten eser yoktu'' dedi.





Princeton Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Heath Lowry, Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'nde, 1921 yılında Atatürk ile röportaj yapan Amerikalı gazeteci Clarence Streit'in anıları ile Anadolu ve Ankara'dan çektiği fotoğraflarla ilgili sunum yaptı.
Üniversitede ''Osmanlı ve Çağdaş Türkiye Etütleri Atatürk Profesörü'' olan Lowry, Kurtuluş Savaşı'nın en şiddetli döneminde Ankara'yı ziyaret eden ilk yabancı gazetecilerden Streit ile kendisinin 1983 yılında tanıştığını söyledi.
Streit'in Türkiye'den döndükten sonra yaşadıklarını el yazısına döktüğünü, ancak adını ''Bilinmeyen Türkler'' koyduğu kitabına yayımcı bulamadığını anlatan Lowry, Streit'in kendisine bu el yazmaları ile fotoğraflarını verdiğini ve yayınlamak üzere anlaştıklarını bildirdi.

Atatürk ile özel görüşme

Ata'nın çiçeğine gözü gibi bakıyorlar

Büyük Önder Atatürk'e İtalya'dan hediye olarak gönderilen ''nolina'' adlı tropikal çiçek 107 yaşına ulaştı. Atatürk'ün çiçeği emanet ettiği bahçıvanının çırağının çocuklarının bakımını yaptığı çiçeğin boyu 4.5 metreyi geçti.




Kartepe ilçesinde sera işleten Ömer (47) ve Orhan Aydoğan (37) kardeşler, 2004 yılının haziran ayında ölen babaları Niyazi Aydoğan'dan miras kalan çiçeğe en iyi şekilde bakmaya çalıştıklarını söyledi.
Orhan Aydoğan, Atatürk'ün bahçıvanı olarak bilinen Rum asıllı Pandeli Rektus'un, çiçeği çırağı olan babasına 1971 yılında teslim ettiğini, çiçeğin babalarından da kendilerine emanet kaldığını belirtti.
Tropikal bölgelerde, ekvator çizgisine yakın yerlerde yetişen bitkinin en önemli özelliğinin ''Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk'e İtalya'dan hediye olarak gönderilmiş olması'' olduğunu ifade eden Aydoğan, şöyle konuştu:
''Babamın ustası Atatürk'ün başbahçıvanıymış. Pandeli Rektus usta, Yalova Termal'de Atatürk'ün emriyle çiçekçiliğin temellerini atan kişidir. Bu bitkiden 3 adet gelmiş, birini İstanbul'a götürmüş yaşatamamışlar, diğerinin ne olduğu bilinmiyor, bu çiçeği ise yaşatsın, neslini devam ettirsin diye babama vermiş. Babamın yaşamını yitirmesinin üzerinden 5 yıl geçti. Bundan sonra da çiçeğin bakımını kardeşimle üstlenerek geleneği devam ettiriyoruz. Atamızın emanetini korumaya çalışıyoruz.''

Atatürk'ün Sesinden 10. Yıl Nutku



http://rapidshare.com/files/28546891...NuTuK.mp3.html

Atatürk - Son Balo : Vals ve Zeybek ebook bedava indir download




SON BALO VALS VE ZEYBEK

Çıkış Tarihi:2008
Synopsis
Tarih 2 Şubat 1938...

Ölümünden 8 ay önce, Bursa Belediyesi tarafından Atatürk'ün onuruna verilen balodayız...

Bu, O'nun katıldığı "Son Balo"dur...

Balonun şahitlerinden araştırmacı Nazif Tepedenlioğlu'nun yazısına göre, Atatürk o gece çok mutluydu... "Vals" yaptı, "Sarı Zeybek" oynadı ve çok sevdiği ata sporu "Güreş" izledi.

Yani bu Son Balo'nun davetlileri, Atatürk'ü modern dünya dansı valsle, öz kültürü zeybeği birlikte oynarken görüyorlardı...

O'nu sadece resimleri ve heykelleriyle değil, sanat ve kültür, yani insan boyutuyla algılamayı tercih ettiğimiz, Türkiye'de ilk kez yapılan belgesel nitelikli bu kısa filmde, biz de Atatürk'e vals yaptırdık, zeybek oynattık, güreş seyrettirdik. Hem de Bursa'da balonun yaşandığı gerçek mekanda...

ATATÜRK’e Göre Milli Birlik Ve Beraberlik



ATATÜRK’E GÖRE MİLLÎ BİRLİK VE BERABERLİK


Şef ve lider olarak Atatürk millî birliği en iyi değerlendiren, en faydalı şekilde ondan sonuçlar çıkaran kişidir. Millî birlik ve beraberliği fiilen, gerçekte sağlaması ile millî kurtuluşu zafere ve Türk inkılâbını da yüksek hedeflere ulaştırmıştır.

Mustafa Kemal Sivas’a Nasıl Geldi?

22 Haziran 1919 günü ünlü Amasya Tamimini yayınladığı zaman, bu Tamim içinde Türk Halkına, Ulusun sorunlarını çözebilmek için kendi seçtiği temsilcilerden oluşan bir Kongre toplamak mecburiyetinde olduklarını ve seçilen temsilcilerin mümkün olduğu kadar en erken bir zamanda (en emin yerlerden biri olan) Sivas’a gönderilmesini istemişti. Bu arada Mustafa Kemal, aynı amaçla ( yani Doğu illerinin Ermenilere verilmesini önlemek amacıyla) Erzurum’da yapılacak bir toplantıya katılacağını ve oradan Sivas’a döneceğini belirtmişti.

"Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır!"... Mustafa Kemal ATATÜRK



"Manevi Mirasım Akıl ve Bilimdir!"

"Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım bilim ve akıldır... Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur...Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar". Mustafa Kemal Atatürk

Atatürk'ün ilke ve inkilaplarını dogmatiklikten kurtarabildiğimiz an "asıl" Atatürk'e ulaşmış olacağız.

Atatürk'ün Tarih Anlayışı - Atatürk'ün Tarih Araştırma Programı




. TARİH ARAŞTIRMA PROGRAMI

Mustafa Kemal’in tarihe olan ilgisi onun kendi ifadesine göre, okul yıllarına kadar uzanır. Çanakkale cephesinde üstlendiği görevleri içeren “Arıburnu Muharebeleri Raporu” adlı eserinin ilk kelimesi tarihtir. O eserini gelecek kuşaklara doğru bilgi aktarmak için kaleme aldığını belirtmiştir. Yaptığı inkılâpları halka ve meclise anlatmak için sık sık tarihin tanıklığına başvurmuş ve bu sayede muhaliflerini iknâ etmiştir. Tarihe olan ilgisi ve verdiği değer kendisine fahri profesörlük verileceği zaman somut olarak ortaya çıkmıştır. İstanbul Darülfünunu Edebiyat Medresesi Müderrisler Meclisinin kararı ile kendisine 1923’te Fahrî Edebiyat Profesörlüğü takdim edileceği zaman, edebiyattan ziyade tarihle daha çok ilgilendiğini belirterek profesörlük beratının tarihe ait olmasını istemiştir31.

Atatürk İlkeleri - Laiklik

"Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz;
en doğru, en hakiki yol, medeniyet yoludur. Medeniyetin emir ve isteklerini yapmak, insan olmak için yeterlidir."
(M.K.Atatürk)

Mustafa Kemal, gerek partisinin içinde gerekse dışında, farklı ideolojik görüşlere karşı son derece hoşgörülü idi. Ama ödün vermediği tek bir konu vardı: Laiklik! Serbest Fırka'nın önderliğini üstlenecek olan Fethi Okyar'a yazdığı mektupta yer alan şu satırlar, bu konuda çok aydınlatıcıdır: "Memnuniyetle tekrar görüyorum ki, laiklik esasında beraberiz. Zaten benim siyasi hayatta bir taraflı olarak daima aradığım ve arayacağım temel budur... Laik Cumhuriyet esası dahilinde fırkanızın her türlü siyasi faaliyetinin bir engelle karşılaşmayacağına güvenebilirsiniz efendim."

Atatürk İlkeleri - Ulusalcılık

Milliyetçilik, sömürücülerin değil, Mustafa Kemal devrimcilerinin bayrağıdır."
( Uğur MUMCU )



"Dünyanın bize saygı göstermesini istiyorsak, önce bizim kendi benliğimize ve milletimize bu saygıyı hissen, fikren, fiilen bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki milli benliğini bulamayan milletler başka milletlerin avıdır." ( 1923 )
"Türk milliyetçiliği, ilerleme ve gelişme yolunda ve milletlerarası temas ve ilişkilerde, bütün çağdaş milletlere paralel ve onlarla bir uyum içinde yürümekle beraber, Türk toplumunun özel karakterini ve başlı başına bağımsız kimliğini korumaktır."
"Bilmeli ki, ulusal benliğini bilmeyen uluslar, başka ulusların avıdır."


Atatürk İlkeleri - Halkçılık

Bizim görüşümüz - ki Halkçılıktır - kuvvetin, kudretin, egemenliğin idarenin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır.
Yine şüphe yok ki, bu dünyanın en kuvvetli bir esası, bir ilkesidir.


"Bizim gözümüzde çiftçi, çoban, amele, tüccar, sanatkar, asker, doktor ve sonuç olarak herhangi bir sosyal kurumda çalışan bir yurttaşın hak, yarar ve özgürlüğü eşittir."
"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına, Türk Ulusu denir." Bu tanımlamanın içinde halk ile ulus birbiri içinde kaynaşmış ve bir bütünü oluşturduğu açıkça görülmektedir. Atatürk, ulusumuzun bütün kesimini "halk" olarak kabul etmiştir. Atatürk: "Türk Ulusu, halk yönetimi olan Cumhuriyetle yönetilir." düşüncesiyle de halkçı görüşünü ulusçulukla birlikte Cumhuriyetçilik ilkesine bağlamıştır.
"Türkiye'de bolşeviklik olmayacaktır. Çünkü Türk hükümetinin ilk amacı halka özgürlük ve mutluluk vermektir."

Atatürk İlkeleri - Devrimcilik

"Devrimler yalnız başlar, bitişi diye birşey yoktur."
"Devrimler, yalnız ve ancak öğretmenlerin kafasında başlar."


Devrim sözcüğünün anlamı; kısa sürede meydana gelen köklü değişiklikler demektir. Bu sözcük anlamından esinlenerek devrimi; Devlet eliyle ülkenin sosyal hayatının ve kurumlarının akla yakın ve ölçülü yöntemlerle köklü bir şekilde yenileştirilmesidir, şeklinde tanımlayabiliriz.

Atatürk, kendi ana düşünce ve eylemlerine uygun olarak devrimi şöyle tanımlamaktadır:

Atatürk İlkeleri - Cumhuriyetçilik

"Demokrasi ilkesinin en yeni ve akılcı uygulamasını sağlayan hükümet biçimi Cumhuriyettir”

"Demokrasi ilkesinin en yeni ve akılcı uygulamasını sağlayan hükümet biçimi Cumhuriyettir."
Kurtuluş Savaşı'ndan sonra yapılan Türk devrimlerinin en büyük temeli Cumhuriyet'tir. Cumhuriyetçilik ilkesi, yeniden kurulan Türkiye Devleti'nin bir yönetim ve rejim biçimi olarak saptanmış bir prensiptir. Cumhuriyetçilik; Türk Ulusu'nun Kurtuluş Savaşı yıllarının başından itibaren ihaneti ortaya çıkan Padişahlık yönetimine karşı duyduğu tepkinin sonucudur.

Atatürk'ün Millet Anlayışı / Millet Nedir

Millet NedirOrtak bir kültür çerçevesinde bütünleşmiş ve tarih bilincine sahip en büyük insan topluluğudur. Eski çağlarda kan birliğiyle oluşan kabile, aşiret veya halk anlamında kullanılmıştır. İnsanlar, benzer özellikleri nedeniyle ortak sosyal, siyasi ve iktisadi işleyişler içinde uzun tarihi süreçler boyunca birlikte yaşamayıtercih etmekte ve aktarılan miras sonucu millet olgusu ortaya çıkmaktadır. Milleti meydana getiren en önemli unsur, tarihi bir süreç içinde kültür veya birlikte yaşama şeklinde ortaya çıkan ortak bir iradenin varlığıdır. Burada söz konusu edilen ortak kültür, birlikte yaşama iradesi ve ortak tarih gibi unsurlar, esasen karşılıklı bir etkileşim içindedirlerve her zaman birbirlerinin doğal neticesi olmayabilirler. Mesela ABD'de değişik kültürlerden gelen insanların birlikte yaşama iradeleriyle milleti oluşturmalarına karşılık, Türk milleti birbirinden ayrı siyasi kurumlar içinde bulunmaktadır. Dil, din veya sosyal gelenekler gibi kültürel özellikleri aynı olmasına rağmen birçok Türk devleti mevcuttur. Görüldüğü üzere millet çok genişbir coğrafi alana yayılmış olabilmektedir. Böyle bir durumda mevcut çevre şartlarının sebep olduğu sosyal, siyasi ve iktisadi farklılıklar ortaya çıkabilir. Kısaca millet bir topluluğun en kapsayıcı ve genel düzeydeki adıdır. Daha küçük sosyal ölçeklere doğru inildikçe ve yerel şartlara göre özelleştikçe kültürel, siyasi, sosyal ve ekonomik farklılaşmalar gözükür.
Toplum ve millet kavramlarını karşılaştırınız.



Atatürk'ün Millet Anlayışı

Atatürk’ün Sevdiği Şarkılar


Şarkı Listesi
1. Kimseye Etmem Şikayet / Müzeyyen Senar
2. Mani Oluyor / Müzeyyen Senar
3. Havada Bulut Yok / Müzeyyen Senar
4. Dayler Dayler / Safiye Ayla
5. Cana Rakibi Handan Edersin / Müzeyyen Senar

On Kasımlarda Yürümek



Atatürk'üm işte 10 Kasım yine
Dalgalanır ağaçlarla oğullar
Dalgalanır oğullarla nineler
Dalgalanır ninelerle genç kızlar
Özlemin ta yüreğime işlemiş
Seni bulmak, seni görmek için ben
Bütün toprakaltıyla barışacağım

Ereceğim sana usta, barışta, başarıda
Öyle
Güçlüsün ki
Güçleneceğim
Öyle yücesin ki, yüceleceğim
Düşüne düşüne seni kocaman kocaman
Dağlara, dağlara karışacağım

Ozan mıyım, ordu muyum, su muyum anlaşılmaz
Çağlar upuzun allığı yüreğimde ülkünün
Sanki bayrak bir kalemdir, sanki gökler bir kağıt
Sanki ellerim gece
Sanki ellerim gündüz
Yazacağım seni daha, bir daha
Ben senin ölümünle yarışacağım

Fazıl Hüsnü Dağlarca

Atatürk Sözleri - Atatürk Sözü

"Her Türk çiftçi ailesinin, geçineceği ve çalışacağı toprağa malik olması, mutlaka lâzımdır. Vatanın sağlam temeli ve bayındır hale getirilmesi, bu esastadır."

22 Mart 2011 Salı

Atatürk Sözleri - Atatürk Sözü

"Özel maksatla yayın yapan bazı gazetelerin, halkın ekseriyeti üzerinde yaptığı tesir, her memlekette olduğu gibi o gazetelerin lehinde değildir."

Mustafa Kemâl ATATÜRK ,1924

21 Mart 2011 Pazartesi

Atatürk'ü kim niye düelloya davet etti?

Atatürk'ü kim niye düelloya davet etti?

Tarih araştırmacısı Yılmaz Koç, ilk Meclis'te yaşanan ve fazla bilinmeyen, ilginç olayları, "Unutulanlar" adlı kitabında topladı. İşte onlardan bazıları.

Tarih araştırmacısı Yılmaz Koç, "Unutulanlar- İnkılap tarihi ve İstiklal Savaşı'nın bilinmeyen detayları" adlı kitabında, Meclis-i Mebusan ve ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde nelerin konuşulduğunu, kararların nasıl alındığını, tarihi şahsiyetlerin az bilinen yönlerini, bilinmeyen ya da zaman içinde unutulan olayları aktarıyor.

Emekli Hava Kurmay Albay Zühtü Gökçal'ın (1333-558) Anılarından

Emekli Hava Kurmay Albay Zühtü Gökçal'ın (1333-558) Anılarından :

1937 yılında Akdeniz’de vuku bulan bazı olaylar üzerine Türk-İtalyan ilişkilerinin gerginlik gösterdiği bir sırada yaşanan, Türk Hava Kuvvetleri açısından coşkulu ve bir o kadar da gurur verici bir olaydan bahsetmek istiyoruz.

1922 yılında İtalya’da idareyi eline geçiren ve 1934 yılında yapılan İkinci Beş Yıllık Faşist Kongresinde yaptığı bir konuşmada İtalya’nın tarihi emellerinin Asya ve Afrika’da olduğunu açıkça söyleyen Mussolini, İtalyan donanması ile Hava Kuvvetleri’ne savaş gemilerini ve uçaklarını söz konusu bölgeye göndererek bir çeşit gövde gösterisi içerisinde bulunmuştur.

ATATÜRK,

Atatürk ve Savarona anıları

Atatürk ve Savarona anıları

Atatürk, doktorlarının tavsiyesi üzerine alınan Savarona yatına 1 Haziran 1938'de geçti. Ulu Önder'in hastalığının ilerlemesi üzerine doktorları, deniz havası ve deniz gezileri ile hava değişiminin iyi gelebileceği düşüncesiyle böyle bir öneride bulunmuşlardı. Atatürk'e bir yat arayan yetkililer de o dönemde Amerikalı petrol krallarından birinin kızı olan M. Cadwalder'in vergi sorunları yüzünden satışa çıkardığı Savarona'yı almak için girişimde bulundu.




Hamburg'da Bolhm Und Voss tezgahlarında yaptırılan Savarona, 28 Şubat 1931'de denize indirildiğinde dünyanın en büyük yatıydı ve 10 milyon 400 bin ABD Dolara mal olmuştu.

Adı bir kuğudan alındı


Adı, Atlantik'te yaşayan kuğudan esinlenilerek verilen Savarona, 1 milyon 250 bin dolara Cumhurbaşkanlığı yatı olarak satın alındı. İngiltere'nin Southampton Limanı'nda 24 Mart 1938'de törenle Türk bayrağı çekilen Savarona, Hamburg'ta bakımdan geçirildi. Buradan 22 Mayısta yola çıkan Savarona, 1 Haziran'da İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı önüne demir attı.
Atatürk, incelemede bulunduğu yatı çok beğendi ve ''Ne olurdu bu güzel gemi elimize birkaç sene önce gelmiş olsaydı...'' demekten kendisini alamadı.
Ulu Önder, 25 Temmuz 1938'e kadar 54 gün kaldığı Savarona'da, ilk toplantısını 2 Haziranda yaptı. Başbakan Celal Bayar, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, İstanbul Valisi Muhittin Üstündağ'ı kabul eden Atatürk, İstanbul imar projesini de ele aldı.
Atatürk, aynı gün Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu kol başkanları ile de görüştü.

Bakanlar kurulunu topluyor

Atatürk, Savarona'da iken Başbakan Celal Bayar'ı dört kez kabul etti ve bu kabullerde bazı bakanlar da bulundu. Savarona'da iki kez Bakanlar Kurulunu toplayan Atatürk, bunlardan 20 Haziran 1938 tarihinde yapılan ilkinde, Hatay sorununu ele aldı. 4,5 saat süren ve Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak'ın da katıldığı bu toplantıda, Fransa'nın uzlaşmaz tutumunu sürdürmesi durumunda izlenecek yöntem görüşüldü. Mustafa Kemal Atatürk, Türk askerinin 5 Temmuz 1938'de Hatay'a girmesi sevincini de Savarona yatında yaşadı.

Uğur MUMCU - Cumhuriyet, 6 Ocak 1981 ( Uyan Gazi Kemal! )

Atatürkçülük ne demektir?

Atatürkçülük, kısaca ulusal bağımsızlık ve ulusal onur demektir. Atatürkçülük, özetle antiemperyalist bir kurtuluş savaşını başlatan ve sürdüren bir eylem ve öğretidir.

- Amacımız , ulusal sınırlarımız içinde toprak bütünlüğümüzü ve ulusal tam bağımsızlığımızı sağlamaktır. Buna engel olmak üzere karşımıza çıkacak kuvvet, kim ve ne olursa olsun hiç duraksamadan çarpışırız ve başarı kazanırız. Bu konuda karar ve inancımız kesindir.

Atatürkçülüğü, "tam bağımsızlık" inancından ayırmanın ve çok yönlü uluslararası ipotekleri "Atatürkçülük" adına savunmanın hiç olanağı yoktur. Kurtuluş Savaşı'nın başlarında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bütün programlarına dayanağı, şu iki temeldir: Tam bağımsızlık, kayıtsız koşulsuz ulusal egemenlik!..

- Tam bağımsızlık demek, elbette, siyaset, maliye, iktisat, adalet, askerlik, kültür gibi her alanda tam bağımsızlık ve özgürlük demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ulusun ve ülkenin gerçek anlamı ile bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektir. Biz, bunu sağlamadan ve elde etmeden başarıya ve esenliğe erişeceğimiz kanısında değiliz...

Atatürk'ün Basın Konusunda Söyledikleri

BASIN, MİLLETİN MÜŞTEREK SESİDİR.

... Hizmet vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur. Basın milletin müşterek sesidir. Başlı başına bir kuvvet, bir okul, bir öncüdür.
Cumhuriyet devri basınıyla ilgili çok anlamlı sözler söyleyen Mustafa Kemal ATATÜRK, bugün ne hâllere düştüğü meçhul olduğu söylenilen basınla ilgili büyük bir mesaj vermiştir.1925 yılında söylediği o kalıcı sözü şöyledir:
"Cumhuriyet devrinin kendi zihniyet ve ahlakıyla donanmış basınını yine ancak Cumhuriyetin kendisi yetiştirir."
Basının, hürriyetini iyi kullanması gerektiğinin bir vazife olduğu mesajını veren ATATÜRK, basın hürriyetiyle ilgili ise 1924 yılında şu sözünü söylemiştir: "Basının tam ve geniş hürriyeti iyi

Ali Rıza Efendi Kimdir

Ali Rıza Efendi 1841 tarihinde Selanik’te doğdu. Söke’den Selanik’e yerleşmiş Türkmenlerden “Kırmızı Hafız” lakaplı Ahmet Efendi’nin oğludur. İlkokulu Abdi Hafız Mahalle Mektebinde okudu bitirdi. Selanik’te Evkaf İdaresinde katiplik, sonradaGümrük Muhafaza Teşkilatında memurluk yaptı. Memurluğu sırasında, Hacı Sofi ailesinden Feyzullah Ağa’nın kızı Zübeyde Hanımla evlendi. Ali Rıza Efendi ile Zübeyde Hanım’ın ne zaman evlendikleri tam olarak bilinmiyor. Tahmini olarak 1870’lerin başı deniliyor.


1876 yılında da Selanik Asakir-i Milliye taburunda subay olarak görev alan Ali Rıza Efendi, daha sonra da kereste ticareti yapmaya başladı. Zübeyde Hanım’dan beş çocuğu oldu. Çocuklarından Naciye, Ömer ve Fatma fazla yaşamadı. Sadece Mustafa ve Makbule hayatlarına devam edebildi. Ali Rıza Efendi, 1888 yılında, tek oğlu Mustafa Kemal ilkokulda okuduğu sırada, rahatsızlandı ve vefat etti.

Atatürk’ün Sanat Görüşü

Bir millet ki resim yapmaz, bir millet ki heykel yapmaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapmaz; itiraf etmeli ki o milletin ilerleme yolunda yeri yoktur.

Atatürk, Kız Kardeşi Makbule Hanım, Annesi Zübeyde Hanım

Mustafa Kemal Atatürk Kız kardeşi Makbule Hanım, annesi Zübeyde Hanım’ la çekilmiş bir resmi Makbule Hanım 1885 yılında Selanik’te doğmuştur.



Türk Bayrağı ve Atatürk

Şanlı Türk Bayrağımız ve Mustafa Kemal Atatürk ikisi bir arada

Nutuk ( İngilizce )

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'S SPEECH ON THE OCCASION OF THE TENTH
ANNIVERSARY OF THE REPUBLIC



Turkish Nation,

It is now fifteen years since the War of Liberation commenced. Today is
the day of celebration of the tenth anniversary of our Republic.


Congratulations.

At this moment, as a member of the great Turkish Nation, I am very happy
and excited that I have lived to see this great day.

Atatürk İlkeleri İngilizce

Atatürk İlkeleri İngilizce

THE PRINCIPLES OF ATATÜRK
The principles of Atatürk could be brought together in six major titles:

Republicanism:

Atatürk’s revolutions possesses political attributes. A transition from a very noble empire to a noble nation was achieved and therefore, Turkey had gained the modern nation identity. In forming this identity, it is an important point for people who are qualified as servants to earn a citizenship. Atatürk had seen this path in Republic, meaning democracy, in which people administrate themselves.

Populism:

Mustafa Kemal Atatürk - Atatürk's Life

Mustafa Kemal Atatürk
(19 May 1881-10 November 1938)




Mustafa Kemal, founder of the Turkish Republic, was born in Saloniki on the l9th May 1881 of humble background. His father started out as a customs officer, later becoming a timber merchant. Following his sudden death he left behind a family having to fend for itself.

As a child Mustafa finished primary school in Saloniki, going on to secondary education at Rucholigè School. Despite opposition from his uncle, who had taken on the responsibility of looking after the widow and her two children following the death of his brother, Mustafa entered military school, completing his military training in Istanbul. He succeeded in entering the Military School (Harbiye) where he completed his studies with flying colours, after which he was accepted into the School of the General Staff. In December 1905 he was commissioned as General Staff Captain.

20 Mart 2011 Pazar

Atatürk'ün Kehanetleri

Atatürk'ün Kehanetleri
Atatürk ile ilgili şimdiye kadar çok şey söylendi çok şey yazıldı... Ancak, O'nun çok önemli bir özelliği üzerinde hiç durulmadı.
O öyle bir özellikti ki, tüm yaşamını etkilemiş ve belki de Atatürk'ü Atatürk yapan en temel niteliklerinden biriydi...