Atatürk

Atatürk
Atatürküm

Ben Mustafa Kemal'im

Ben Mustafa Kemal'im
Ben Mustafa Kemal'im

18 Mart 2024 Pazartesi

Çanakkale Cephesi'nde askerin menüsü

❌ Çanakkale Cephesi'nde askerin menüsü çoğunlukla üzüm hoşafından ibaretti. ✅ Öğün atlamaları yaşanmış veya bazen zayıf öğünler verilmiş olsa da Çanakkale Cephesi'nde genel olarak yemek sıkıntısı çekilmemiştir. Örnek olması açısından 14. Piyade alayının mayıs yemek listesi;




Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatı, anıları, fotoğrafları, nutukları, mektupları, devrimleri
Doğru bilinen yanlışlar

Çanakkale'de kaç şehit verdik?

❌ Çanakkale'de 250 Bin Şehit Verdik ✅ Bu yanlış, zayiat ile şehit kavramlarının karıştırılmasından kaynaklıdır. Ordunun zayiatı: hafif/ağır yaralanma, kaybolma, esir düşme vb. şekil fark etmeksizin tüm kayıpları ifade eder. Şehit sayımız 57.084, Zayiatımız ise 208.022'dir.




Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatı, anıları, fotoğrafları, nutukları, mektupları, devrimleri

Kazım Karabekir, Hayatım


"Erzurum'un terk edileceğinden korkanlara, 'Benim burada bir avuç kanım döküldü, ben ölmedikçe buralardan gitmeyiz!' dedim." -Kazım Karabekir, Hayatım, Sf. 47
Resim


Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatı, anıları, fotoğrafları, nutukları, mektupları, devrimleri

17 Mart 2024 Pazar

Mustafa Kemal Paşa’nın Sakarya Savaşı’yla ilgili Türk Milleti’ne bir beyannamesi

Millete Beyanname;

“Mukaddes topraklarımızı çiğneyerek Ankara’ya girmek ve istiklal-i memleketin fedakâr muhafızı olan ordumuzu imha etmek isteyen Yunan ordusu yirmi bir gün devam eden pek kanlı muharebelerden sonra Hakk’ın yardımıyla mağlup edilmiştir. Ordumuzun mukabil taarruzu üzerine yüz geri etmek suretiyle kahraman Türk askerinden kurtulmak isteyen düşman ordusuna geri çekilme esnasında aman verilmemiş ve mühim kuvvetlere Sakarya şarkında imha olunmuştur. Sakarya’dan geçerek şaşkın ve gayr-i muntazam garba teveccüh eden kısımlarınında arkasını bırakmayarak masum Türk milletine hayat ve istiklaline canavarca tecavüz edenlere layık bu cezayı vermek için ordumuz sönmez bir azim ve gayretle vazifesini ifaya devam ediyor. İstanbul’da o zaman kendisine Türk hükümeti namını veren ve fakat ecnebilere hoş görünmek gayretiyle Türk milletinin en mukaddes menafini ayaklar

Anafartalar kumandanı Mustafa Kemal ile mülakat



–Hayır efendim, düşünüyorum, size ne söyleyebilirim! Çünkü bakın, bütün bu yığınlarla evrak hep o günlerin hatıralarını ihtiva ediyor. Buyrun bir sigara… Bir şey yaparız.

Büyük kutuda bulunan Bafra – Maden sigaralarından bir tanesini aldım. Paşa, küçük bir sigara masasının üstünde duran çıngırağı bir iki defa çevirdi. Derhâl kapının önünde bir şık nefer, mahmuzlarını birbirine vurarak kumandanın emrine muntazır olduğunu vaziyetiyle anlattı.

–Çocuğum bize iki kahve, sobanın da ateşine bakın biraz.
–Bu defterleri kurcalayacak olursak içinden çıkamayız. İsterseniz sizinle bir hülasa yaparız, bu ancak böyle olur?


 Hakikatte, defterler o kadar çoktu ki onların arasında insan kendini Çanakkale tarih-i harbini yazmak için bir mahzen-i evraka dalmış sanabilirdi. Dedim:

–Paşa Hazretleri! Şüphesiz ki Çanakkale Harbi bu memleketin çocuklarındaki fedakârlığı, halife ve saltanat toprağını yabancıya vermemek için bir saadete koşar gibi ölüme atıldığını göstermek itibarıyla tarihimizde unutulmaz bir kahramanlık merhalesi vücuda getirmiştir. Bu hamaset günleri artık silinmemek üzere tarihimizde lehimize iki üç sahife daha ilave etti. Sir Hamilton bile Türkçeye tercüme edilmiş raporunda okudum, bizim fedakârlığımızdaki, bizim cesaretimizdeki ulviyeti kendi aleyhlerine kaydediyor. Bütün Fransız gazeteleri, Çanakkale’de dövüşmüş zabitlerin, kumandanların, oraya uğramış muharrirlerin ve gazetecilerin hatıralarını, makalelerini yazdılar. Hâlbuki şimdiye kadar biz henüz bir şey yapmadık. Yeni Mecmua’nın son kıymettar teşebbüsü bana o gaza yerlerini görmüş olanlarla konuşmak fırsatını verdi. Bu hususta tabii zatıalilerini ihmal edemeyecektim. O muharebelerin her gününe büyük bir faaliyetle iştirak ettiniz. Vaziyeti tamamıyla biliyorsunuz, kim bilir ne kadar çok hatıralarınız vardır. İşte müsaade buyurursanız eğer bugün zatıalinizden onları dinlemek için geldim.

Paşa, bu sözleri ciddi bir tebessümle telakki ediyordu. Cumba tavanlarına ve pencere kenarlarına varıncaya kadar kanepeleri, koltukları bile halılar, seccadeler ve kilimler altında koyulaşmış birçok gölgeli geniş odada Mustafa Kemal Paşa’nın siması Rembrandtvari bir tablo mevzusunu andırıyordu. Genç bir simada bu kadar engin bir mana gördüğümü hatırlamıyorum: Işıklarla gölgelerin dalgaları arasında sebat, tevekkül, tevazu, vakar, mülayemet, huşunet, safvet, zekâ. Bütün bu zıt şeylerin toplandığı sarışın ve gayet sevimli bir yüz. Çekmekte olduğu doksan dokuzlu necef tespihi masanın üzerine bırakarak fesini çıkardı. Çünkü o gün lacivert bir esvap giyinmişti.

–O hâlde derhâl başlarız,

dedi.Ve kimi yerde, kimi yazıhanenin üzerinde, kimi köşede buz camlı koyu renkdolapta, kimi İngilizlerden zapt olunma koca bir makineli tüfek önündeki koyu renkli çini sobanın üzerinde bulunan defterlerden, müsvedde ve tebyizlerden süzülen Çanakkale hikâyesinin hülasasını, bu sabırlı ve temkinli kumandandan üç gün, ve her mülakat, on iki saatten aşağı sürmemek şartıyla üç gün dinledim. Başlamazdan evvel dedi ki:

–Tabii, esrar-ı askeriyeye temas eden noktaları size söylemeyeceğim. Bunlar ne

ATATÜRK'ÜN SÖYLEV VE DEMEÇLERİ Atatürk’ün Öğüt ve Uyarıları

İnsanlık, bugün ulaştığı mesafeyi, düşünce ve duygularını gelecek üzerine kurmuş ve yaşamlarını bu amaca adamış düşün adamlarına borçludur. Geçmişe takılıp kalanlar ise, hem düşün adamlarının zorluklarını oluşturmuşlar hem de uygarlıkta alınan mesafeyi azaltmışlardır. İnsanlığın ve özellikle geri bıraktırılmış ülke halklarının çektikleri, çekmeye devam edecekleri her türlü acının nedeni bu tür anlayış sahipleridir. XXI. yüzyıla girdiğimiz bu günlerde İslâm ülkeleri halklarının geri kalmışlıkta başı çekmeleri nedendir? sorusunun yanıtı üzerinde daha fazla düşünmelidir.


İslâm halklarının kurtuluş sırrının yukarıdaki sorunun yanıtında saklı olduğuna

Çanakkale Savaşı'nın görülmemiş fotoğrafları

Atatürk'ün Çanakkale'deki İlk Fotoğrafı

Çanakkale Savaşı'nın görülmemiş fotoğrafları

  1. Ata'nın Çanakkale'deki ilk fotoğrafı  <br>Türkiye Cumhuriyeti&#8217;nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün Çanakkale'deki ilk fotoğrafı soyal medyada ilgi uyandırıyor. Donanma Mecmuası adlı derginin 27 Ekim 1915 tarihli sayısında, cephede Anafartalar Komutanı olduktan sonra kendisine tahsis edilen bir otomobilin içinde görülen ilk fotoğraf günün en çok paylaşılan karelerinden biri oldu.

    Ata'nın Çanakkale'deki ilk fotoğrafı
    Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün Çanakkale'deki ilk fotoğrafı soyal medyada ilgi uyandırıyor. Donanma Mecmuası adlı derginin 27 Ekim 1915 tarihli sayısında, cephede Anafartalar Komutanı olduktan sonra kendisine tahsis edilen bir otomobilin içinde görülen ilk fotoğraf günün en çok paylaşılan karelerinden biri oldu.

  2. Mustafa Kemal Atatürk'ün Çanakkale'deki ilk fotoğrafı Hava Kuvvetleri Komutanlığı&#8217;nda ve müzesinde sergilenen kareler arasında bulunuyor.

    Mustafa Kemal Atatürk'ün Çanakkale'deki ilk fotoğrafı Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nda ve müzesinde sergilenen kareler arasında bulunuyor.

  3. Savunma ve Havacılık dergisi uzmanlarından Hakkı Arıs ve Mehmet Demirkol tarafından hazırlanan Çanakkale Hava Savaşları adlı kitapta bu fotoğrafa rastlanmakta...
  4. Fotoğrafta, Atatürk&#8217;ün yanında oturan asker, yaveri Süvari Asteğmen Zeki Doğan daha sonra Hava Kuvvetleri Komutanlığı&#8217;nın ilk komutanı olacaktır.

    Fotoğrafta, Atatürk’ün yanında oturan asker, yaveri Süvari Asteğmen Zeki Doğan daha sonra Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın ilk komutanı olacaktır.

  5. 125. Piyade Tümenine bağlı Türk askerleri

    125. Piyade Tümenine bağlı Türk askerleri